Anal fissür (makatta çatlak)
- Anal fissür (makatta çatlak)
- Kıl dönmesi (sinüs plonidal)
- Hemoroid(basur)
- Anal fistül
- Anal kondülom- siğiller (Condyloma acuminatum)
- Rektal prolapsus (makat sarkması)
Anal fissür (makatta çatlak)
Anal fissür anüs çıkışında genelde arka orta hatta ya da ön orta hatta oluşan yaklaşık 1- 1.5 cm lik yüzeyel yırtıktır. Genelde kabızlık sonrası dışkılama esnasında bu yırtık oluşur ve şiddetli ağrı meydana gelir. Ağrı sonrasında anüsün çevresindeki istemsiz çalışan düz kas (internal sfinkter) kasılır ve gevşeyemez. Bu nedene yırtık iyileşemez ve sebat eder. Bu durum bir kısır döngü gibi devam eder ve hastalar dışkılamaktan çekinir. Dışkılama ertelendikçe dışkı sertleşir ve çıkışta ciddi ağrı yapar. Ağrı kasın spazmını arttırır ve fissür iyileşemez.
Bu kısır döngünün kırılması ve ağrının azalıp fissürün iyileşmesi için öncelikle kabızlığı engellemek gerekmektedir. Bunun için bol miktarda taze sebze ve meyve ayrıca lifli gıdalar ve bol su içmek gerekir. Kuru kayısı, kuru erik gibi gıdalarda tüketilebilir. Sıcak suya oturulduğunda ya da anüs bölgesine sık sık sıcak su tutulduğunda kastaki spazm azalıp iyileşme sürecini hızlandırabilir. Lokal anestezik etkili kremler kullanılabilir. Genelde kronikleşmemiş yani yeni oluşmuş olan fissür yukarıda sayılanlar yapıldığında iyileşir. Yukarıda sayılanları yapmasına rağmen rahatlama olmuyorsa ve aradan 2 ay geçmişse fissür artık kronikleşmiştir diyebiliriz. Kronik fissürlerde artık fissürün bulnduğu alanda küçük cilt çıkıntıları oluşmuştur. Hastaların bir kısmı bunları hemoroidler ile karıştırır ve kendisinde hemoroid olduğunu düşünür.
Kronikleşmiş fissürlerde yukarıda bahsedilen öneriler dışında internal anal sfinkter adını verdiğimiz çok gergin olan kası gevşetmeye yönelik tedaviler planlanır. Bunlar arasında gliseril trinitrat içeren kremler, diltiazem içeren kremler ve botilinum toksini (botox) uygulaması bulunmaktadır. Eğer bu yöntemlerde işe yaramazsa cerrahi tedavi gündeme gelmektedir. Cerrahi tedavide internal anal sfinkter kası kesilir ve böylece kasın kasılmasına ve gerginlik yaratmasına kalıcı olarak bir son verilmiş olunur. Cerrahi tedavi çok etkili bir tedavi yöntemi olmasına rağmen son çare olarak devreye sokulmalıdır.
Kıl dönmesi (pilonidal sinüs)
Pilonidal sinüs genelde genç erkeklerde olmakla birlikte bayanlarda da görülebilen sonradan edinilmiş bir hastalıktır. Bazı kişilerde kuyruk sokumu olarak adlandırılan bölgede serbest kıllar cilt altına doğru ilerleyerek içi kıl ile dolu odacıklar oluşturmaktadır. Bu odacıklar zaman zaman enfekte olarak akıntı, ağrı ve şişliğe neden olabilmektedir. Bu durumda ameliyat gerekmektedir. Sinüs plonidal nedeniyle çeşitli ameliyat teknikleri tanımlanmakla birlikte ideal tek bir yöntem yoktur. Hastalığın özelliklerine göre hangi tedavi yönteminin seçileceği cerrahın ve hastanın birlikte vereceği bir karardır. Hangi yöntemin kullanılmasından ziyade ameliyat sonrası yara bakımı daha önemlidir. Ameliyat sonrası en az 1 ay boyunca yaranın düzenli kontrel edilmesi ve pansumanların yapılması sağlanmalıdır.
Hemoroid Nedir?
Hemoroidler anüsün iç yüzeyinde bulunan içi kan damarları ile dolu küçük memeciklerdir. Normal insanlarda özellikle dışkılama esnasında belirginleşen hemoroidler bulunmaktadır. Hemoroidlerin hastalığa neden olması için büyümesi, dışarı doğru sarkması, kanaması ve ağrı yapması gerekir. Hemoroidler aslında bir dışkılama bozukluğunun sonucu oluşmaktadır. Özellikle kabızlık, dışkılama esnasında fazla ıkınma, zorlu şekilde dışkılama ve uzun süreli ishal sonucu hastalık ilerleyebilir. Taze meyve ve sebzeden fakir beslenme fast food tarzı gıdalar ile beslenme ve acı biber hastalığın şiddetini arttırabilir.
Hemoroidal hastalık rahatsızlığın şiddetine göre evrelere ayrılmıştır.
Evre 1: Hastalığın en hafif formudur ve şikayetler belli belirsizdir. Genelde muayenede ciddi bir hemoroid görüntüsü yoktur.
Evre 2: Hastalık biraz daha ilerlemiştir ve dışkılama esnasında hemoroid memeleri dışarı çıkar ve kendiliğinden içeri girer. Az miktarda kanama olabilir.
Evre 3: Hastalık artık ilerlemiştir ve dışkılama esnasında hemoroid memeleri dışarı çıkar ve hasta eliyle iterek içeriye yerleştirebilir. Ciddi kanama rahatsızlığı olabilir.
Evre 4: Hastalık artık son evrededir ve dışkılama olsun ya da olmasın hemoroid memeleri hep dışarıdadır. Bazen hastalar kan kaybına bağlı olarak dışarıdan kan almak zorunda kalabilirler.
Hemoroidal hastalığın tedavisi
Hemoroidal hastalık hangi evrede olursa olsun hastaların bol su içmesi, bol lifli (taze sebze, meyve ..) gıdalarla beslenmesi, kabızlık ve ishali gidermesi gerekmektedir. Sıcak su banyoları kısmen şikayetleri rahatlatabilir. Erken evrelerde (evre1,2) bahsedilen bu öneriler dışında ağızdan tablet şeklinde venotonik ilaçlar, kremler ve fitiller kullanılabilir. İleri evre hastalıkta ise band ligasyonu, infrared koagülasyon, lazer gibi yöntemler uygulanabilir. Son evre hastalıkta ise genelde cerrahi tedavi tercih edilmektedir.
Anal Fistül
Anal fistül makatın kenarındaki bir deliğin makatın içine açılması sonucu oluşan anormal yol ya da yollardır. Anal fistül genel cerrahların uğraşmayı sevmediği bir hastalıktır çünkü tedavi sonuçları başarısız olabilmekte, gaz ve dışkı kaçırmak gibi sonuçlara neden olabilmekte ve hastalık tekrar edebilmektedir. Fistüller basit ve karmaşık (kompleks) olmak üzere ikiye ayrılabilir. Basit fistüller genelde yüzeyel olan ve çok fazla sfinkter kası içermeyen fistüllerdir ve genelde cerrahi olarak başarılı bir tedavi şansı olabilir. Karmaşık fistüller ise genelde derin yerleşimli, birkaç dallı veya kadınlarda ön tarafta olan fistüllerdir. Bu fistüllerin tedavisi zor ve bazen ümitsizdir. Özellikle kadınların sfinkter kas tabakası ince olduğndan fistüllerin tedavisi kadın hastalarda daha çok dikkat gerektiren bir işlemdir. Fistül tedavisi için birçok tedavi yöntemi geliştirilmiş ancak altın standart bir yöntem yoktur. Özellikle karmaşık fistüllerde seton dediğimiz bir yöntem uygulanabilir. Kesin başarı şansı düşük olmasına rağmen masum bir yöntem olması açısından önemlidir ve kas hasarına neden olmaz
Anal kondilom
Anal kondilom HPV virüsü trafında anüs kenarında ve girişinde siğil benzeri oluşumlar olarak tanımlanabilir. Cinsel temas ile bulaş önemli bir yayılma yoludur. Eğer tedavi edilmez ve ilerler ise yıllar sonra anal kansere yol açabilir. Tedavide genelde kondilomlar dondurulur ya da yakılır. Birkaç seans işlem tekrarlanarak tedavi tamamlanır.
Rektal prolapsus
Rektal prolapsus kalın barsağın son kısmı olan rektumun makattan dışarı sarkması olarak tanımlanabilir. Bu sarkma genelde kasların gevşek olmasına bağlı oluşur. Kendiliğinden ya da dışkılama sonrası oluşan bu sarkma hastalar tarafından el ile içeriye doğru itilir. Yine sarkma sonucu hastanın makatta ıslaklık, gaz ve dışkı kaçırma, kaşıntı, ağrı ve kanama gibi yakınmaları olabilir. Genelde yaşlı kadınlarda sık görülmesine karşın erkeklerde de görülebilir. Tedavisi cerrahidir ve hastanın ve sarkmanın durumuna göre değişik yöntemler tanımlanmıştır.