Karın içi sarkomlar (yumuşak doku tümörleri)
- Karın içi sarkomlar (yumuşak doku tümörleri)
- Kolon ve rektum kanseri (kalın barsak kanseri)
- Anal Kanser
- İnce Barsak Kanseri
- Peritoneal karsinamatoz da karın içi sıcak kemoterapi
- Pelvik kitleler
Kolon Ve Rektum Kanseri (KRK) Nedir?
Kalın barsak yaklaşık 1.5 metre uzunluğundadır. İnce barsağın sonlandığı yerden başlayıp anüse(makat) kadar devam eder. Kalın barsağa kolon diyoruz. Kalın barsağın son 15 cm lik kısmına ise rektum diyoruz. Kalın barsağın cerrahi hastalıklarının çoğunu kolorektal kanser olarak adlandırdığımız kalın barsak kanserleri oluşturur. Kolon ve rektum adeno kanseri dünyada görülme sıklığı açısında ilk 3 sırada bulunan kanserlerdendir ve özellikle erken evrelerde saptandığında cerrahi olarak tam tedavi şansı mevcuttur. Genelde yaşlı insanlarda görülmekle beraber her yaştan erişkin insanda ortaya çıkabilir. Kalın barsak kanserinin oluşması için bazı risk faktörleri olabilir.
Kolon Ve Rektum Kanseri (KRK) Risk Faktörleri
- Genetik yatkınlık (herediter nonpolipozis kolorektal kanser)
- Polipozis koli (kolonda çok sayıda poliplerin olması)
- Uzun yıllar İnflamatuar barsak hastalığı (ülseratif kolit, Crohn Hastalığı)
- Taze sebze ve meyveden fakir beslenme
- Yakın akrabalarda kolorektal kanser olması
Kolorektal kanserden korunmanın en iyi yolu tarama yaparak erken evrede ya da kanser öncüsü polip hali ile hastalığı yakalamak ve tedavi etmektir. Tarama için en kolay ve ucuz yol dışkıda gizli kan testidir. Dışkıda gizli kan testi pozitif saptanan hastalara kolonoskopi yaparak kalın barsak taranmalıdır.
Polip: Polipler kalın barsak içindeki parmak ucu gibi çıkıntılı oluşumlardır ve kanserin öncüsü olan bir hastalıktır. Polipler çoğunlukla kolonoskopi ile ameliyat edilmeksizin çıkarılabilir.
Kolorektal kanser oluştuktan sonra ilk değerlendirilmesi gereken hastalığın evresidir. Hastalığın evresi belirlendikten sonra tedavi aşamasına geçilir. Eğer hastalık kalın barsak duvarında sınırlı ise cerrahi olarak hastalığın temizlenmesi mümkündür. Kalınbarsak kanseri en sık karaciğere yayılma eğilimindedir. Böyle bir durum sözkonusu ise ve karaciğerdeki yayılım sınırlı düzeyde ise hem karaciğer hem de kolona müdahale edilerek hastalık karın içinden temizlenebilir. Ayrıca kolorektal kanserin peritona(karın zarı) yayılımı sonucunda (peritonitis karsinamatoza) yine gerekirse tam ya da tama yakın olarak hastalık karın içinden çıkarıldıktan sonra sıcak kemoterapi (HIPEC) işlemi uygulanabilir. Hastalık tüm vücuda yayılmış ise cerrahiden ziyade kemoterapi ile tedaviye başlamak gerekmektedir. Bu süreç içerisinde hastalık cerrahi tedaviye uygun hale gelirse müdahale edilebilir.
Rektum kanseri: Rektum kalın barsağın son 15 cm lik kısmıdır. Rektum hastalıklarının cerrahisi rektumun bulunduğu konum nedeniyle özellik arz etmektedir. Rektum kanserli hastalarda da önceden yapılan evreleme çalışmaları sonrasında tedavi şeması planlanmaktadır. Özellikle uzak organ yayılımı olmayan ve bulunduğu yerde ilerlemiş olan rektum kanserli hastalara ameliyat öncesi radyoterapi olarak adlandırılan ışın tedavisi verilmektedir. Bu tedavinin amacı tümörü küçültmek cerrahiye daha uygun hale getirmek ve ileride hastalığın tekrar etme oranını en aza indirmektir. Rektum kanserli hastaların en sık merak ettikleri konu stoma, kolostomi veya torba olarak adlandırılan işlemin kendilerine uygulanıp uygulanmayacağıdır. Bu konuda en sağlıklı cevabı cerrah hastayı muayene ettikten sonra söyleyebilir.
Kolorektal kanserde laparoskopi: Kolorektal kanserin cerrahi tedavisinde laparoskopik yöntemler sıklıkla kullanılmaktadır. Laparoskopik yöntemin avantajı büyük bir kesi yapmadan karna açılan 4-5 adet delik ve yaklaşık 5-6 cm lik kesi ile ameliyatın tamamlanmasıdır. Laparoskopik yöntemle ameliyat edilen hastalar daha hızlı iyileşmekte ve ameliyat sonrası daha az ağrı kesiciye ihtiyaç duymaktadır.
Anal Kanser
Anal kanser anüsün kanseridir ve tanı basit bir muayene ile koyulabilir. Genelde anal kanalın bazal hücreli kanseri ya da skuamöz hücreli kanseri şeklinde ortaya çıkar. İlk olarak tedavide radyoterapi uygulanmaktadır bu şekilde tümörden tamamen kurtulmak mümkün olabilmektedir ancak radyoterapiye yanıt alınmadığında cerrahi tedavi devreye girmektedir.
İnce barsak kanseri
İnce barsaklar duodenum (oniki parmak barsağı) ile kalın barsak arasında bulunur ve yaklaşık erişkin bir insanda 4 metre uzunluğundadır. İnce barsakta bir tümör oluştuğunda genelde tanısını koymak güçtür. Tümör büyüyüp barsağı tıkamaya başladığında hastalar genelde doktora başvururlar. Barsakta bir tıkanıklık oluşmaya başladığında hastalar karın ağrısı, yemeklerden sonra şişkinlik, kusma, gaz ve dışkı yapamama, kilo kaybı ve kansızlık gibi yakınmalar ile doktora başvurabilir. İnce barsakta adeno kanser, lenfoma, karsinoid tümör, gastrointistinal stromal tümör (GIST) gibi hastalıklar tespit edilebilir. Bu hastalıkların bir takım tetkikler sonucu cerrahi olarak tedavi edilip edilemeyeceği ortaya koyulabilir. İnce barsak tümörü saptandığında cerrahi olarak çıkarılabilecek düzeyde ise öncelikle cerrahi tedavi uygulanmalıdır.
Peritoneal karsinomatoz da karın içi sıcak kemoterapi (HIPEC)
Apendiks müsinöz tümörleri, kalınbarsak kanseri, mezotelioma ve over(yumurtalık) kanserinin peritona yayılımı sonrasında peritoneal karsinamatoz dediğimiz durum oluşur. Bu durum, hastalığın karın içinde yayıldığını gösterir ve cerrahi olarak tamamen temizlemek güç olabilir. Böyle durumlarda karın içindeki peritonu soyarak tümör dokuları temizlenip ardından 42 derecede ısıtılmış kemoterapi ilaçları karın içine verilmektedir. Bu sayede karın içindeki tümör dokularını tamamen ya da tama yakın temizleme şansı bulunmaktadır. Uygun hastalarda bu yöntemin uygulanması hastanın yararına olacaktır.
Kadınlarda pelvik kitle kadın üreme organlarında iyi huylu kist veya kötü huylu tümörler şeklinde ciddi sonuçlar doğurabilen oluşumlardır. Örneğin rahimde (uterus) miyom ve over kistleri kadın üreme sisteminde pelvik kitlelere örenk olarak gösterilebilir. Pelvik inflamatuar hastalık olarak bilinen uterus, over ve fallop tüplerinin enfeksiyonlari da karında şişmeye neden olarak pelvik kitle imajı yaratabilir. Erkek ve kadınlarda pelvik kitle alt karın bölgesindeki diğer organlara ait patolojilerin sonucu da gelişebilir. Yaygın bir barsak tıkanıklığı veya iltihabı ya da sindirim sitemi tümörleri de pelvik kitle nedeni olabilir.
Pelvik Kitle Tanısı Nasıl Konur?
Hastanın ayrıntılı öyküsü, fizik muayene, serum tumör markerlarının incelenmesi (özellikle CA 125), ultrasonografi ve BT gibi görüntüleme yöntemleri ve organ fonksiyonlarını göstere laboratuar testleri ayırıcı tanıda kullanılmalıdır.
Pelvik Kitle Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Pelvik kitlesi olan hastalara yaklaşım ayırıcı tanıya, menopoz dönemine ve hastanın performansına göre planlanır. Laparoskopik cerrahi tedavi hastanın iyileşmesini kolaylaştırır ve hastanede kalış süresini kısaltır. Üreme organlarında adneksiyal torsiyon nadir görülse de acil jinekolojik cerrahi gerektirir. Pelvik inflamatuar hastalık peritonite neden olabileceğinden acil medikal tedavi gerektirir.